Günümüzde hiç tartışmasız en çok izlenen spor turnuvası Dünya Kupası. Hatta bütün dünyada en fazla izleyici çeken spor etkinliği demek doğru olur. Ancak çok da uzak olmayan bir zaman diliminde Dünya Kupası’nı tahtından edebilecek bir başka spor dalı var.

Genellikle e-sporlar olarak adlandırılan elektronik sporlar her gün daha fazla kişiyi kendisine çekiyor. Şu an izleyici sayısı Dünya Kupası ile kıyaslanamayacak gibi görünse de e-sporlar şayet izleyici çekme hızını aynı oranda götürürse 20 yıl içinde futbolun en büyük turnuvasını geçecek.

Elektronik sporlar hala bir kısım kişi tarafından spor olarak kabul edilmese de olimpiyatlarda e-sporlara yer verilmesi tartışmaları işin popülaritesini arttırmakta. Diğer yandan bazı kişilerin kafasında hala aynı sorular mevcut, e-spor nedir, nasıl oynanır?

En kısa şekilde anlatılacak olursa elektronik sporlar bilgisayar oyunlarıdır. Ancak her bilgisayar oyunu e-spor sayılmaz. Çoğunlukla stratejiye dayanan e-sporların en bilinen oyunları World of Warcraft, Overwatch, Counter Strike, DOTA 2 ve League of Legends’tir.

Bu oyunlar genellikle üç veya beş kişilik takımlarla oynanır. Amaç çoğunlukla düşmanın üssünü ele geçirmektir. Bunun için de ekiplerin gerçekten organize bir şekilde hareket etmesi gerekiyor. Üstelik sadece bununla da bitmiyor, farklı özellikleri olan oyun karakterlerinden iyi bir karma yapılmalı. Böylece düşmanın herhangi bir noktadan üstünlük sağlanması önleniyor.

Blizzard’ın piyasaya sürdüğü ve en çok rağbet gören oyunlardan biri Overwatch. Diğer e-sporlardan ayrılan en büyük özelliği harika üzerinde oynanmaması. Yani karakterinizi bir yolda yürürken görüp yönetmiyorsunuz, aksine karakterin gözünden bakıyorsunuz. Sürekli gelişen bir hikayesi olan Overwatch’a bu sayede yeni karakterler de ekleniyor.

Overwatch karakterleri defansif, support, ofansif ve tank olarak dörde ayrılıyor. Her bir karakterin kendisine özgü “Ultimate ability” denilen bir özelliği var. E-spor dünyasında kısaca “ultiy” denen bu özellikler bazen karşı takımın bütün oyuncularını öldürecek kadar büyük olabiliyor.

Bunun dışında League of Legends oyunu da e-sporun en bilinen ve ne fazla kazandıran örneklerinden biri. Overwatch’dan farklı olarak League of Legends’da bir harita üzerinde savaşıyorsunuz. Bu harita esasında World of Warcraft’tan alınma ve aynısı DOTA 2’de mevcut. Ancak oynanan karakterler, öldükten sonra dirilmedeki farklılıklar sebebiyle League of Legends giderek daha popüler bir hale geldi.

League of Legends karakterlerine “şampiyon” deniyor. Şampiyonlar da farklı sınıflara ayrılıyor ve iyi bir karma yapamayan takımlar hızlıca eleniyor. 134 şampiyonun olduğu oyunun haritasına “Sihirdar Vadisi” adı verildi.

Bu oyunları oynamak için profesyonel olmaya gerek yok. Hemen hepsi internetten bedava indirilebiliyor. Şayet yeteneğiniz varsa kısa zamanda bir ekibe üye olabiliyorsunuz.

Bu derece ilgi çeken e-sporlar ile uğraşan ve dünya çapında bilinen bir oyuncu olan kişiler ise inanılmaz paralar kazanıyor. E-spor turnuvalarında dağıtılan ödüller milyonlarca doları bulurken oyuncular sponsorluk gelirleri de alıyor. Arada takımlar arası yapılan transferler de spor sayfalarında yer alacak cinsten.

İnternet başında milyonlarca kişinin izlediği, genellikle Youtube ve Twitch’de yayınlanan turnuvalarda sadece sporcular para kazanmıyor. E-spor bahisleri de bahis dünyasının yükselen yıldızlarından. Çoğu kişi turnuvaları izlerken bir yandan maç öncesi ve canlı bahisler yaparak hem oyunun zevkini alıyor hem de para kazanıyor.

E-sporların bu derece önem kazanacağını ilk başlarda kimse tahmin etmiyordu. Ancak genç nüfus sayısındaki artışa ek olarak teknolojinin gelişimi bu sporun popülerliğini katladı. O yüzden çok da uzak olmayan bir gelecekte Dünya Kupası’nın ikinci sıraya düştüğü görülürse şaşırmamak lazım.