Otomotiv sektöründe kara bulutlar bir türlü dağılmıyor. Japonya’nın en köklü üreticilerinden Nissan, 2024 mali yılını adeta çöküşle tamamladı. Şirket, 671 milyar yen yani yaklaşık 4,5 milyar dolarlık net zarar açıklarken, küresel operasyonlarında radikal küçülme adımlarını da devreye alacağını duyurdu.
20 Bin Kişilik Dev İstihdam Daralması Geliyor
AFP’nin geçtiği bilgilere göre Nissan, dünya genelinde yaklaşık 133 bin 500 çalışanı bulunmasına rağmen, 2024–2027 mali yılları arasında 20 bin kişiyi işten çıkarmayı planlıyor. Şirketin daha önce duyurduğu 9 bin kişilik küçülme planı da bu sayıya dahil edilecek.
Nissan’dan yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Küresel operasyonlarımızı optimize etmek ve sürdürülebilir büyümeyi desteklemek amacıyla, üretim ayak izimizi daraltıyor ve verimliliğe odaklı yeniden yapılanma adımları atıyoruz.”
Fabrika Kapatmaları Gündemde
Zarar açıklamasıyla eş zamanlı gelen diğer bir gelişme de bazı üretim tesislerinin kapatılacağı yönünde oldu. Şirket, geçtiğimiz hafta yeni batarya fabrikası yatırımını iptal ettiğini duyurmuştu. Bu kararın, şirketin uzun vadeli elektrikli araç stratejisini de doğrudan etkilemesi bekleniyor.
Net Kâr Beklentisi Yok, Ama Satış Hedefi Var
Nissan, içinde bulunulan yeni mali yıl (2024–2025) için net kâr tahmini açıklamazken, 12,5 trilyon yenlik (yaklaşık 83 milyar dolar) satış hedefi belirledi. Bu durum, şirketin hâlâ tam anlamıyla toparlanma stratejisini oluşturamadığını gösteriyor.
Çinli Markalarla Rekabette Geride Kaldı
Nissan’ın yaşadığı bu büyük çöküşte en önemli etkenlerden biri Çinli otomobil üreticileriyle olan yoğun rekabet. Elektrikli araç pazarında hızla büyüyen BYD ve Geely gibi firmalar, Japon üreticilerin global pazardaki hakimiyetini ciddi şekilde sarsmış durumda.
ABD ve Çin gibi büyük pazarlardaki zayıf satış grafiği, Nissan’ın bilançosuna ağır darbe vurdu. Şirketin bir dönem birleşmeyi düşündüğü bir diğer Japon devi Honda ise bu mali yılda kârında %70'ten fazla düşüş beklediğini açıkladı.
Otomotivde Kriz Derinleşiyor mu?
Nissan'ın açıklamaları, küresel otomotiv sektöründeki yapısal dönüşümün artık kaçınılmaz olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Elektrikli araç yatırımlarına yönelik belirsizlikler, çip krizinin hâlâ tam olarak çözülememesi ve tüketici eğilimlerindeki hızlı değişim, geleneksel üreticilerin ayakta kalmasını her geçen gün daha zor hale getiriyor.
